Çok kültürlü toplumlarda, bir arada, özgürce, farklılıklara saygı göstererek yaşayabilmeyi sağlayacak anlayış ve davranış biçimleri oluşturma gereği Türkiye'de ve dünyada yoğun biçimde tartışılıyor. İnsanlar kimliklerinin ve farklılıklarının tanınmasına ihtiyaç duyuyorlar. Bunun yanında, kişiler kimliklerinin ve farklılıklarının reddi durumunda, kimliklerin oluşturduğu -kimi kez sanal- zırhın ardına saklanıyor ve farklı kimliği bir dogma durumuna getirebiliyorlar; yaratılan bu gerginlikler bazen çatışmaya dönüşebiliyor; bu uyuşmazlıkların kaba kuvvetle değil demokrasi yoluyla çözümlenmesi gerekir(2,3,4). Öte yandan, özellikle farklılıklara saygı ve hoşgörü gösterilmesi konusu ele alınırken, etnik kimliklerin, kültürel hakların, azınlık haklarının önyargısız biçimde tartışmaya açılmasında da yarar var; bu konuda kitaplar, makaleler yazılıyor, uluslararası toplantılar düzenleniyor, üzerinde uzlaşma sağlanan hukuki ya da moral bağlayıcılığı bulunan belgeler yayımlanıyor, sözleşmeler imzalanıyor. Farklı etnik kimliklerin tanınması eğilimi Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra hızlandı. Bir yandan globalleşme sürecine girildiği söyleniyor, öte yandan bölünmeler artıyor ve bunu teşvik edenlerin art niyetli hesapları -haklı olarak- sorgulanıyor. Anılan gelişmeleri, insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde bütün dünyada norm oluşturma çabalarının artması ve iletişim olanaklarının gelişmesi ile hızlanmasının bir sonucu olarak değerlendirenler olduğu gibi, soruna global uluslararası güç dengeleri açısından bakarak, dünya ekonomisine egemen olan kudretli ve zengin güçlerin, büyük ve heterojen devletlerden koparak bağımsızlıklarını kazanan ulusları kendi aralarında daha da bölmek için, etnik kökenli çatışmaları kışkırttıklarını, bu şekilde onları bir yandan güçsüzleştirdiklerini, öte yandan çatışanlara daha çok silah satarak kendi ülkelerinin ekonomisinde son derecede önemli bir yeri bulunan silah sanayilerini ayakta tuttuklarını ileri sürüyorlar. Muhtemelen her iki teşhis de yanlış değil.
Pulat TACAR, 1931 yılında İstanbul'da doğmuştur. Kabataş Erkek Lisesinden (1950) ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinden (1954) mezun olmuş, Fransa'da bir yıl ihtisas yaptıktan sonra, 1955 yılında Dışişleri Bakanlığına girmiştir. Pulat TACAR, çeşitli iç ve dış görevlerde bulunmuştur. Bunlar arasında Üsküp, Stuttgart ve Münih Başkonsoloslukları vardır. Pulat T ACAR 1981-1984 arasında Endonezya'da Büyükelçi, 1984-1987 arasında Avrupa Toplulukları nezdinde Büyükelçi, Daimi Temsilci, 1987-1989 arasında Dışişleri Bakanlığı kültür işleri Genel Müdürü ve 1989-1995 yılları arasında, UNESCO nezdinde Büyükelçi, Daimi Temsilci olarak görev yapmış,1996 Nisan ayı sonunda emekli olmuştur.
0 Yorumlar